''Çocuk ve Paylaşmanın Önemi''

Bireylerin toplumsal hayata ayak uydurabilmesini sağlayan ve toplum içinde yaşamanın gerektirdiği pek çok erdem var. Empati kurabilme yeteneği ve kurallara uyabilme gibi paylaşmak da bu erdemlerden biri. Paylaşma bir çocuğun hayatında kazanması gereken önemli sosyal becerilerden biri. Paylaşma dendiğinde çocuğun oyuncağını paylaşması, yemeğini paylaşması, kardeşi ile anne-babasını paylaşması gibi birçok kavram düşünülebilir. Paylaşma becerisini çocuk kendi kendisine edinmez, bu erdemi çocuğa kazandırmak anne babanın görevidir. Çocuk paylaşmayı öğrenmeli ki arkadaşlıklar kurup onları sürdürebilsin, akranları ile oyun oynayabilsin, hayatı ve dünyayı keşfedip daha fazla şey öğrenebilsin. Paylaşmak çocuğa adil olmayı ve merhameti öğretir, başkalarının ihtiyaçlarına ve isteklerine cevap verdiğinde mutlu olmayı, başkaları ile paylaştığı zaman kendisi ile de paylaşılacağını öğrenir. Küçük yaşta paylaşmaya teşvik edilen çocuklar, sırasını beklemeyi, uzlaşmayı ve hayal kırıklığı ile başa çıkmayı öğrenir.

2-3 yaşlarındaki çocukların kendilerine ait olan şeyleri paylaşmakta zorlanması çok doğaldır. Bu yaştaki çocuklar benmerkezcidir ve başkalarının yerine kendilerini koyamaz, empati yapmakta zorlanırlar. Çocuklar 3 yaşından sonra tam anlamı ile paylaşma kavramını anlayabilir ve paylaşmaya başlayabilir. Yine de çocuğun bazı oyuncaklarını paylaşmak istememesi, bazı çocuklar ile paylaşırken diğerleri ile paylaşmaması da normaldir. Çocuğun kendi oyuncakları üzerinde söz sahibi olmasına, hangi oyuncaklarını paylaşıp hangi oyuncaklarını paylaşmayacağına karar vermesine olanak sağlanmalıdır. Örneğin arkadaşları ile görüşmeden önce hangi oyuncakları paylaşıp hangilerini paylaşmak istemediğine karar vermesi istenebilir. Paylaşmak istemediği oyuncaklar arkadaşı gelmeden önce ortadan kaldırılırsa olası anlaşmazlıklar önlenmiş olur ve çocuğun kendini daha güvenli hissetmesi sağlanır.

Paylaşmayı öğretmek önemlidir fakat paylaşmayan çocuğa öfkelenmek ve kızmak yanlış bir tavırdır. Çocuğa paylaşmayı anlatmak ve öğretmek için önce oyuncakları ve sahip olduğu şeyleri paylaştığı zaman kaybetmeyeceğini, oyuncakların ona ait olduğunu ve kontrolün onda olduğunu hissettirmek gerekir.

Çocuk paylaşmayı kendi kendine öğrenmez, ebeveynlerinin ve birincil bakım verenlerin çocuğa paylaşmayı öğreneceği bir ortam sağlaması gerekir. Öncelikle çocuk paylaşımı kendi evinde görmeli ve önemini anlamalıdır. Bunun için çocuğunuz ile evde oynayacağınız oyunları onu paylaşmaya ve sıra ile oynamaya yöneltecek şekilde seçebilirsiniz. Yemeğinizi onunla paylaşmayı önerebilir ve sözlü olarak paylaşmak istediğinizi belirtebilirsiniz, "Sandviçimi seninle paylaşmak istiyorum, bir parça ister misin?" deyip ikiye böldüğünüz sandviçinizin bir parçasını ona verip bir parçasını kendinize alarak birlikte yiyebilirsiniz. Çocuk paylaşmanın keyfini deneyimleyerek yaşamalı ve sizden görmelidir. Bir oyuncağını veya başka bir şeyi paylaştığında sözlü olarak onu takdir etmeli yaptığı eylemin doğruluğunu vurgulamalısınız. Çocuğunuzun paylaşmayı öğrenmesi için onu başka çocuklarla bir araya getirebilir, grup oyun ve aktivitelerine katılmalarını sağlayabilirsiniz. Başka çocuklarla bolca vakit geçiren ve sosyalleşen çocuk, oyun sırasında paylaşmayı daha kolay öğrenecektir. Paylaşmak diğer insanları anlama becerisini, kendini onların yerine koyabilme yetisini de gerektirir. Çocuğunuzun diğer çocukları anlayabilmesi için kendini onların yerine koymasını sağlayabilirsiniz. Oyuncağını paylaşmadığı için ağlayan arkadaşı için, "Sen oyuncağınla oynamasına izin vermediğinde sence nasıl hissetmiştir?" diye sorup, çocuğunuzun durumu arkadaşının gözünden görmesini sağlayabilirsiniz.

04.11.2019 447